Başarılı Antikacı Osman GÜRSOY Antikalar Hakkında Açıklamalarda Bulundu

osman gürsoy

Osman GÜRSOY ile yaptığımız röportajda genel olarak antikalar hakkındaki fikirlerini sorduk. Başarılı antikacı yaptığı açıklamalar ile birçok antikacı tarafından ilgi topladı. Ünlü antikacı Osman GÜRSOY mesleği ve antikalar ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

ANTİKACILIK MESLEĞİNE OLAN  İLGİNİZ NASIL BAŞLADI ? 

Antika benim için çocukluğumdan  beri süre gelen bir tutkuydu. Ailemden aldığım harçlıklarla pul ve para koleksiyonu yapardım.O ufacık koleksiyonumu düzenlemek, yenilerini eklemek, bana keyif verirdi. Zaman içinde bir çok eski objeyi toplayarak geçmiş yaşamlara ait olan bu parçalara ilgim çoğalmaya başladı. Eşi ve benzeri olmayan,bir daha yaşanamayacak olan, ama varlığı ile bizleri de hayallerimizde onların yaşadığı döneme,çekip sürükleyen bu eserler ,her zaman beni etkiledi.Dokunduğumda, seyrettiğimde sanki bambaşka bir boyuta geçiyorum.Belki çağlar öncesi toprak altından çıkan,tarihsel önemi olan parçalar beklide elimin altındaki o güzelim ahşap mobilyanın dokusuyla ,kimbilir ,kimler ne hayatlar yaşamış diye düşünmekten kendimi alamıyorum.Süreç içinde de bu hobim ,mesleğim oldu.Bu tutkumu  iş hayatımda severek sürdürmekteyim.İşimde titiz ve detaycı olduğum için,cilası veya tamiri gereken antika parçaların aslına uygun olmasına çok dikkat ediyorum.Antikalarımı yurt içi ve çoğunlukla yurt dışından topluyorum.On yedi senedir bu mesleğin içindeyim ve her geçen gün,edindiğim yeni eserlerle birlikte ,bilgi dağarcığımı da çoğaltıyorum.Ne kadar şanslıyız ki bizleri varlıklarıyla onurlandıran bu eserlerle bir çok antika sever aile mutluluk içinde yaşıyor.Dünyanın en nadide parçası olan insanın yarattığı antika olan eserler,onlar kadar nadide olmayı sürdürmek için bizlerden  biraz özveri,ilgi,bakım istiyorlar.Sahip olduğumuz antika parçaların kıymetini bilmeliyiz,unutmamalıyız ki bizler bu eserleri gelecek nesillere taşıyan sanat severleriz. 

osman gürsoy

KİMLER  ANTİKAYA İLGİ DUYAR ANTİKA KOLEKSİYONERLERİ NELERE DİKKAT  ETMELİDİR ? 

Her çevreden insan antikaya meraklı olabilir. 

Olanakları antika bir parçaya sahip olmaya yetmese bile,onları seyrederken mutluluklarını gözlerinden okuyabilirsiniz.Bir müzeyi dolaşırken,bir sanat eserini seyrederken,o parçalara ilgi duyar ve onlarla bütünleşirler.19 yüzyıl sonlarında ünlü ressam Osman Hamdi Bey tarafından imparatorluk müzesi olarak kurulan İstanbul Arkeoloji müzesi ve bölümleri Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları içerisinde yer alan medeniyetlere ait eserleri bünyesinde barındırır.Bu eserleri seyrederken etkilenmemek mümkünmüdür.Ayrıca Osmanlı imparatorluğunun mütevaziliğini ve ihtişamını yansıtan Topkapı sarayı antikaya hiç ilgisi olmayan kişileri bile etkileyebilir.Tarihi geçmişi büyük olan bir ülkede yaşadığımızı unutmamak lazım.Antika meraklısı olmak koleksiyonerliği beraberinde getirmez.Kimi antika meraklılarında sadece dekorasyonlarında  kullandıkları parçalar önemlidir. Sahip oldukları, antika parçaların dekorasyonda yerini bulması ve o mekanı güzelleştirerek, dekore edilen mekanları tamamlaması çok önemlidir.Modern bir dekorasyonda bile, akıllıca yerleştirilmiş antika eserler ortama bir şahsiyet kazandırır.Olanaklarımız dahilinde edindiğimiz en ufak parçalar bile gözümüze hoş geldiği müddetçe  bizler için en değerli parçalar olarak hayatımızda yer alıyorlar. 

 Şeklinde açıklama yapan Osman GÜRSOY şöyle devam etti;

Koleksiyonerlikte ise özel ilgi alanına giren bir parçayı ne pahasına olursa olsun arayıp bulup,koleksiyonlarına eklemek en temel arzudur.Sanat sever ve koleksiyonerlerin özellikle dikkat etmeleri gereken en önemli unsur;Sahip oldukları sanat eserlerinin sahte olup olmadığı ,hangi dönemden geldiği,üstünde herhangi bir imza veya damganın bulunup bulunmadığıdır.Bazen üzerinde hiçbir damga olmaması bile bir eserin hangi dönemden olduğuna dair fikir verir.Bunun içinde mutlaka işinin ehli doğru kişilerden profesyonel yardım almaktan kaçınılmamalıdır.Unutmamalıyız ki eski görünen her şey eski değil,eski olan her şey de antika değildir. 

osman gürsoy

ANTİKALARI NASIL BULUYOR,NERELERDEN TOPLUYORSUNUZ .BU SANAT ESERLERİNİ ALIRKEN ,DİKKAT ETTİĞİNİZ NOKTALAR NELER OLUYOR ? 

Antika parçalarım benim için çok özeldir.Bunları dünyanın her yerinden topluyorum.Çoğunlukla Fransa,Belçika,İtalya’daki büyük fuarlara ve müzayedelere katılıyor,o memleketlerdeki dostlarım vasıtasıyla evlerden de bu zor bulunan antika parçaları alarak bir araya getiriyorum.Ülkemizdeki ailelerden çıkan,özelliği olduğunu düşündüğüm antika parçaları koleksiyonuma dahil ediyorum.Benim için  aldığım antika parçaların geçmişini bilmek çok önemlidir.Yurt dışından bu antikaları toplarken nereden ve nasıl geldiğini her zaman öğrenmeye çalışıyorum.  

Antika ve sanat eserlerini toplarken, dikkat ettiğim  önemli unsurlardan bazıları,farklı ve nadir bulunan parçalar olmaları,ayrıca imzalı olmaları da benim için çok önemli.Özellikle günün  trendlerini takip ederek hareket ediyorum.Danışmanlığını yaptığım sanat severlere,doğru  parçaları önermek,dekore ettikleri ve ya dekorasyonunu benim yaptığım mekanlara doğru ve dekorasyonlarını tamamlayan antika parçaları bulmak için çoğu zaman, ülke ülke dolaşıyorum..Antika parçalarımı müşterilerime sunarken, çoğunlukla dikkat ettiğim şey,bu parçaları alan kişilerin onları gerçekten sevmeleri ,kıymet bilir ve özel mekanlarda değerlendiriyor olmalarıdır.Benim için antika eşyalar çok özeldir.Antika eserlerin geçmişten günümüze, ince zevkin devamlılığını sağladığına inanıyorum.Yalnız bir şeyi çok net biliyorum ki,oda bu mesleği yaptığım müddetçe,  nadide antika parçaları,meraklılarına ulaştırmaktan büyük keyif alacağımı. 

Antikacılara ışık olacak açıklamalar yapan Osman GÜRSOY‘a sorularımızı yöneltmeye devam ediyoruz.

ANTİKADA ÖZELLİKLE SEVDİĞİNİZ BİR DÖNEM VARMI? 

Bir dönem değil bir çok dönem var.15.16.yüzyılda kültür ve sanatta yenilenme hareketi olarak İtalyada doğan,bütün Avrupa’ya yayılan Rönesans dönemine  büyük ilgi duyarım.Bilhassa o dönemin mobilyalarındaki oyma işçiliği beni çok etkiler.Ayrıca  Fransız Rococo döneminden de etkilenirim.Zarafetin,ihtişamın,doğadan alınan huzurun ve gizli kalmış aşkların ,Rococo sanatına yaptığı etki beni büyüler.1720 lerde yaygınlaşmış olan bu üslüpta;süsleme anlayışının gerçek üstü güzellikte olması,doğadan alınan ilhamla yapılmış olan mobilyalar,objeler,sanat eserleri yaşamın güzelliğini bana gösterir.1900 lerde ,endüstrinin sanatı öldüren monotonluğuna karşı bir tepki olarak doğan,Art Nouveau dönemide çok sevdiğim dönemlerden biridir.Simetrik olmayan doğadan esinlenerek oluşturulan yumuşak çizgisel kıvrımlar,kadın ve çiçek figürleri bu stilin en belirgin özellikleridir.Seyretmeye doyamadığım bu dönemin sanat eserlerini,pek çok sanat sever ve  koleksiyoner biriktirmeye gayret eder. Osmanlı döneminde de II Abdülhamit’in mimarı olarak ülkemize gelen,İtalyan mimar Rimondo D’aronco nun yaptığı İstanbul’daki ilk örneği olan,Beyoğlu’ndaki Botter apartmanı  ile bu sanat ülkemize girmiştir.Beyoğlu,Galata kulesi ve civarındaki tarihi doku beni her zaman kendine çekmiştir.Binalardaki,yaşanmışlığın verdiği o güzellik beni cezbeder.Uzun zamandır,önemli bir proje dahilinde İstanbul büyük şehir belediyesinin tarihi eserlerin korunmasına ve onarımına yaptığı katkı  taktire şayandır.Ümit ederimki ,Art Nouveau stilinde yapılan Botter apartmanı da bundan nasibini alır. 

Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir