Antika ve Sanata Nasıl Değer Vermemiz Gerektiğini, En İyi Yatırım Araçlarını Osman Gürsoy’a Sorduk. Konuyla ilgili birbirinden önemli açıklamalarda bulundu.

Ünlü Antikacı Osman Gürsoy Antikalar nasıl değer verileceğini şu ifadelerle açıkladı;

Yerleşik düzen ev hayatı, insan yaşantısının değişmez bir parçası. Bunlar arasında antika obje ve mobilyalar gerekli kullanım eşyası , mutluluk ve refah sembolü olarak yaşantımızda önemli yer tutuyor. Her dönemde olduğu gibi görselliği ile dekore ettiğimiz mekanların baş köşelerini süslüyor. Tabi ki bütçenizde ona göre olacak.
Genel olarak baktığımızda geçmişten günüme gelen, ülkelerin kendi orijinini yansıtan, döneminin işçiliğini ve zevkini taşıyan ,farklı detayları ile ön plana çıkan imzalarıyla da bu eserleri yaratan usta ve sanatçıları ölümsüzleştiren nadide parçalara antika diyoruz. Günümüzde antika terimini en az yüz yaşındaki sanat yapıtları ve tarihsel değer taşıyan parçalar için kullanıyoruz.

Geçmişte ve günümüzde olduğu gibi antika ve sanat eserlerinin ,yatırım amaçlı olarak alım ve satımı yapılıyor. Bunların arasında ünlü ressamlarımızın yaptığı resimler en iyi yatırım aracı olarak ev ve iş yerlerini süslüyor. Türkiye’de satılan en pahalı tablo olarak, Osman Hamdi Bey’in ‘Kaplumbağ terbiyecisi’ ilk sırada yer alıyor. Bunlar arasında Hoca Ali Rıza,Naci Kalmukoğlu, Fikret Moualla, İbrahim Safi, İbrahim Çallı ,Adnan Çoker, Burhan Doğançay ,Amedeo Preziossi, Fausto Zonaro gibi ünlü ressamların da tabloları yüksek rakamlara alıcı buluyor. Fermanlar, tuğralı ibrikler, kaşıklıklar, tombaklar gibi Osmanlı dönemine ait bir çok değerli parça antika severler tarafından alınıyor.

Antikalar ile ilgili birbirinden önemli açıklamalar yapan Osman GÜRSOY şöyle devam ediyor;

Günümüz iç dekorasyonunda minimalizim ön planda görülüyor. Minimalizime tek başına bakıldığında yapılan dekorasyonda bir bütünsellik yoksa sıradan, düz mekanlar ortaya çıkıyor. Antika ve sanat eserleri bu yüzden anlam taşıyor. Görsel olarak mekanları süslemekle kalmıyor, girdiği mekana tarz katarak geçmişten günümüze yansıttığı güzellikle dekore edilen mekanları süslüyor.

Yaşamın olgusuyla, Yaşanmışlığın verdiği keyif ve huzurla, detaylardaki görselliğin bize yansıttığı şölenle eşi benzeri olmayan ve bir daha yaşanmayacak olan ama varlığı ile bizleri de hayallerimizde onların ait olduğu döneme çekip sürükleyen antika parçalara dokunduğumuzda, sanki başka bir boyuta geçiyoruz. Belki çağlar öncesi toprak altından çıkan tarihsel önemi olan değerli parçalar, belki de elimizin altındaki o çok güzel antika ahşap mobilyanın dokusu, kim bilir kimler nasıl yaşamış, ne mutluluklar görüp , ne badireler atlatmış diye düşündürüyor. Geçmiş dönemden günümüze ulaşan antika parçalar bizlere’’ Biz hala dayanıyoruz, önemimizi bilin ve bizleri koruyun’’ izlenimi veriyor. Bizler ne kadar şanslıyız ki , varlıklarıyla bizleri onurlandıran bu antika parçalar bir çok antika sever aileyi de mutluluk içinde yaşatıyor.
Dünyanın en nadide parçası olan insanın yarattığı değerli eserler, onlar kadar nadide olmayı sürdürmek için bizlerden biraz özveri, ilgi ve bakım istiyorlar. Lütfen sahip olduğumuz antika parçalarımızın kıymetini bilelim ve bizden sonra gelecek bütün nesiller için onlara bakıp , koruyalım. Yüzyıllar boyunca nesilden nesil e yaşatalım.